Bir haftadır aralıksız yağan kar nihayet durdu. Yollar kapalı.
Yirmi cm. ye ulaşan kar araçlara geçit vermiyor. Trafikte araç görmek mümkün
değil bu koşullarda. Mecbur kalan bir
kaç kişi de kayan araçlarının içinde panikleyip yeniden stop eden araçlarından
inip, düşe kalka komik görüntüler eşliğinde yürümeye çalışan diğer insanlara
karışıyorlar. Herkes bu doğal muhteşem görüntünün tadını çıkartmayı çoktan unutmuş
bile. Özgürlüğü kısıtlayan bu can sıkıntısı durum için çareler arıyorlar. Penceremin
önünde bir taraftan dışarda olan biteni izliyor bir taraftan da bu muhteşem güzelliğin
tadını çıkartıyorum. Epey zamandır sesi soluğu çıkmayan telefonuma yöneldiğimde
hatların çalışmadığını görüyorum. Biraz canım sıkılır gibi oluyor ama fazla
üstünde durmuyorum mutfağa doğru yönelip kendime sıcacık demli taze bir çay
yapma fikri yüzümü güldürüyor. Bir haftadır şehre çöken sessizliği helikopter sesleri
bölüyor, o an zihnimde birisinin hastalanıp yardıma koşan Kızılay
helikopterinin hastaya ulaştığı sahne canlanıyor. Sesler daha bir kuvvetleniyor
elimdeki çay makinasını yerine bırakıp mutfak penceresine doğru ilerliyorum. O an
da askımın helikopterden inmiş ve çalışan helikopterin rüzgârının da etkisiyle
biraz da zorlanarak karlar içinde güçlükle bana doğru ilerlediğini görüyorum. Günlerdir
göremediğim sevgilime özlemle koşuyorum. Kapıyı açtığımda gülümserken kısılan
gözleriyle bana hala burada mısın sen diye çıkışmasıyla buluşuyorum. Nereye diye
sormak bile aklıma gelmeden çizmelerimi ve kalın beyaz paltomu üstüme geçirmem birkaç
dakika içinde gerçekleşiyor. Düşmeyeyim diye belimden kavrayan aşkımla nereye
gittiğimi bilmeden acaba şimdi hangi sürprizle karşılaşacağımın heyecanı içinde
helikoptere doğru yürüyoruzJ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder