Sabah kahvaltımı büyük bir keyifle yapmış, aşkımla mesajlarda günaydınlaşmış , mis gibi kahve kokusunu içime çeke çeke yudumluyorum. Köşedeki berjerin üstünde bıraktığım darel ‘in kitabı takılıyor gözlerime. Gece üçe kadar o koltuğun üstünde beni teslim alan satırlara yeniden büyük bir hevesle dönmek istiyorum. Kahve kupamı berjerin yanındaki sehpaya bırakıp birkaç sayfa daha kahve-kitap iyi gider diye düşünüyorum ayraçla ayırdığım sayfayı açıp kaldığım yerden başlamak üzere başlıyorum okumaya. Birkaç satırına gözlerim anca dokunmuştu ki kapının çaldığını duyuyorum. Zihnim hemen birisini bekleyip beklemediğimi birkaç küçük saniyede sorguladı. Hayır beklemiyoruz kimseyi diyen içimdeki sesle, hem tatlı tatlı muhabbet ediyor hem de kapıya doğru ilerlerken üstüme başıma çeki düzen veriyorum
Kapıyı açıyorum ,O da nesi bir sürü parlak kırmızı bişiler var kapının tamamını kaplamış, öyle çoklar ki önce ne olduğunu tam olarak anlayamadım fakat biraz daha bakışlarımı yoğunlaştırdığım da !!! balonlar aşkınaaaaaaa diye haykırıyorum heyecanla . Bir sürü kalp şeklinde kırmızı parlak uçan balonların arkasından bana gülümseyen aşkımın sesini duyuyorum; günaydınnnn sevgilimmm!!!!!!!
sürpriz makinası sevgilim benim……… belinden sarılıp onu kendime çekiyorum yüzündeki her noktayı öpücük yağmuruna tutuyorum. Sen varlığına binlerce kere şükrettiğim başıma gelen ennnnnnnn ama en güzel armağansın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder